Kast ve Taksir Hakkında Yargıtay Kararları için tıklayınız
Bu yazımızda Yargıtay’ın Kast ve Taksir hususlarında vermiş olduğu önemli kararları inceleyeceğiz. ( Kast ve Taksir hakkında genel değerlendirmelerimizi içeren “ Ceza Hukukunda Kast ve Taksir ” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.) Kast ve Taksir Hakkında Yargıtay Kararları :
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2011/4878 E. 2011/1530 sayılı kararında, intihar etmek için hızla kendisini gelen aracın altına atan şahsın kendini öldürmek amacıyla hareket ettiği, dolayısıyla sürücünün şahsın yaralanabileceğini önceden öngörememesinin mümkün olmadığını belirtmektedir. Yargıtay anılan kararda taksirin “neticenin öngörülebilir olması “unsurunun gerçekleşmediği kanaatine varmıştır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 05.07.2004 Tarih 2796/3671 sayılı kararında, meydana gelen ölüm olayının hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde gerçekleştiğine değinmiş, bu nedenle neticenin öngörülemez olduğu kanaatine varmıştır.
“3 küçük çocuk sahibi olan ve yaşadığı köyde hayvancılıkla uğraşan sanığın evinin önünde 2,5 yaşındaki çocuğuna bağlı haldeki atın tepmesi sonucu meydana gelen ölüm olayında kazanın hayatın doğal akışına uymayan ender ve öngörülmez nitelikte olması, olay sırasında ahırda hayvanları ile uğraşması gibi etkenler de göz önüne alındığında, kusur yüklenmesi olanağı bulunmadığına” Denmektedir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 08.02.2007 Tarih 2006/5924 2007/875 sayılı kararında, gerekli tüm önlemler alındığı halde gerçekleşen netice bakımından sanığa kusur izafe edilemeyeceği değerlendirmesini yapmaktadır.
“Olay tarihinde 9 yaşında olan A.K’nın 1.50 cm yükseklikte duvarlarla çevrili, demir kapı ile kapatılmış bahçeye girerek burada bulunan havuza düşerek ölmesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın alabileceği başkaca bir önlem olmadığı bu nedenle de kusur izafe edilemeyeceği gözetilmeden atılı suçtan beraati yerine yazılı gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.”
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 01.04.1992-E, 229-806 sayılı kararında, ortak mal niteliğindeki, bakımını yapmış oldukları ağaçların meyvelerinden kabul edilebilir bir miktar alan sanıkların hırsızlık kastı ile hareket etmedikleri kanaatine varmışlardır.
Kararda;
“Dere yatağında kendiliğinden oluşan ve köy ortak malı olan ceviz ağaçlarının bakımını yaptıkları anlaşılan sanıkların, ağaçlarda hakları oldukları düşüncesiyle, bir miktar cevizi götürmekten ibaret eylemlerinde hırsızlık kastı bulunmadığından…” Denmektedir.
Kast ve Taksir hakkında daha detaylı bilgi almak için ofisimizi arayabilirsiniz.
Aşağıdaki başlıklar da ilginizi çekebilir.