... karşı tarafın rızası olmadan elde edilen ses ve gizli görüntü gibi kayıtların hukuka aykırı delil olduğunun kabul edilmesi ve hükme esas alınmamasıdır. Ancak; boşanma davaları bakımından, söz konusu kayıtlar evlilik birliği içerisinde ve ...
Boşanma Davasında Gizli Delil nedir anlatmadan önce delil ve gizlilik kavramlarının ilişkisine açıklık getirmek daha doğru olacaktır. Delillerin incelenmesinde genel kural, karşı tarafın rızası olmadan elde edilen ses ve gizli görüntü gibi kayıtların hukuka aykırı olduğunun kabul edilmesi ve hükme esas alınmamasıdır. Ancak; boşanma davaları bakımından, söz konusu kayıtlar evlilik birliği içerisinde ve aile konutu dahilinde alınmışsa, delil doğrudan hukuka aykırı kabul edilmez. Yargıtay kriterleri de dikkate alınarak delillerin hukuka uygunluğu konusunda ayrı bir değerlendirme yapılır.
Yargıtay’ın ortak konutta ortak yaşamı sürdürülmüş olduğundan bahisle, ortak konutta elde edilen delillerin hukuka aykırı olmayacağına yönelik kararları bulunmaktadır. Yargıtay bu kararlarında, eşlerin bireysel özel yaşamını değil, aile yaşamını ön planda tutmuş ve diğer eşin özel alanının ihlal edilmediğine kanaat getirmiştir.
Yargıtay’ın bu hususa ilişkin temel kıstası delilin hukuksuz biçimde üretilmiş olmamasıdır. Hukuksuz delil üretilmesi, gerçekte var olmayan bir vakıayı bir kurgu yaratarak, ispat etmeye çalışmak anlamına gelir. Örneğin, eşlerden biri diğerinin kendisi aldatmadığını bildiği halde, davada haklı çıkmak maksadıyla bir kurgu yaratır, diğer eşi kendisini aldatıyormuş gibi gösterirse, bu durum anlaşıldığı takdirde, söz konusu ses ya da görüntü delil olarak kabul edilemez. Günlük hayatta tarafların davada haklı çıkmak maksadıyla bu tarz yollara başvurduğu görülmektedir.
Delilin gerçek olması, bir kurguya dayanmaması halinde ise, boşanma davasında kullanılmasında bir sakınca yoktur. Yargıtay’ın genel kabulü bu şekilde olmakla birlikte, somut olayın özelliğine göre, aksi yönde kararlar verebildiği de unutulmamalıdır.
“Öncelikli olarak hayatın gizliliğinin korunması esas olmalıdır. Ancak somut olayın özelliği bu genel görüşten ayrılmayı gerektiren istisnalar içermektedir. Kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılık vardır. Hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş deliller ise yasak bir delil olarak değerlendirilemez.
Boşanma davası zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir davadır. Koca eşi ile birlikte yaşadıkları mekanda ele geçirdiği eşine ait fotoğrafları, not defterini veya mektupları mahkemeye delil olarak verirse, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmediğinden mahkemede delil olarak değerlendirilir. Aynı evde yaşayan kadın, kocanın bu delilleri ele geçirilebileceğini bilebilecek durumdadır. Kocanın yatak odasındaki bir dolabın içinde yada yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi, bu mekanın eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdüklerini bir yer olduğundan kadın gizli mekan kabul edilemez. Hiç kimse evindeki bir mekanda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş sayılamaz. Diğer taraftan özel hayatın gizli alanları, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebilir. Nasıl ki, kadın başka bir erkekle müşterek hanedeki yatak odasında sevişirken koca tarafından kapı kırılarak içeri girilmesinde hukuka aykırılıktan söz edilemezse, ortak yaşanan evde bulunduran not defterinin elde edilmesi de hukuka aykırı olarak değerlendirilemez.
Eşlerin evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları yasal bir zorunluluktur. Kadının bu konulardaki özel yaşamı, evlilik ile bir araya geldiği hayat arkadaşı kocayı da en az kadın kadar ilgilendirmektedir. Bu nedenle de davalıya ait hatıra defterinin delil olarak değerlendirilmesinde kuşkuya düşmemek gerekir.” Denmektedir.
“Eşlerden birinin, bu alana ilişkin özel yaşamı, evlilikle bir araya geldiği ve birlikte yaşadığı hayat arkadaşı olan diğer eşi de en az kendisinin ki kadar yakından ilgilendirir. O nedenle, evlilikte, evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı, eşlerin her birinin özel yaşam alanı olmayıp, aile yaşamı alanıdır. Bu alanla ilgili de eşlerin tek tek özel yaşamlarının değil bütün olarak aile yaşamının gizliliği ve dokunulmazlığı önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan evliliğin yasal yükümlülükler alanı, diğer eş için dokunulmaz değildir. Bu nedenle, eşinin sadakatinden kuşkulanan davacı-davalının, birlikte yaşadıkları her ikisinin de ortak mekanı olan konutta, eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek, eşinin aleni olmayan konuşmalarını kaydetmesinde bu suretle sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan davranışlarını tespit etmesinde özel hayatın gizliliğinin ihlalinden söz edilemez ve hukuka aykırılık bulunduğu kabul olunamaz. Aksine, aile birliğine ilişkin ortak yaşanılan mekana davalının, meşru olmayan bir amaç için arkadaşlarını kabul etmesinde, aile hayatının gizliliğini ihlal söz konusudur.” Denmektedir.
Değerli okuyucumuz, aşağıdaki linkten Boşanma konusundaki içeriklerimize ulaşabilirsiniz, ayrıca UZMANLIK ALANLARIMIZI incelemek için lütfen tıklayınız.
Boşanma Davasında Gizli Delil Konusunda Daha Detaylı Bilgi Almak veya Boşanma Davası Açmak İçin Ofisimizi Arayabilirsiniz.
Aşağıdaki başlıklar da ilginizi çekebilir.
