TCK’nun 125. Md.’de bir kimseye onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil ya da olgu isnat etmek yahut sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak genel hatlarıyla hakaret suçu olarak tanımlanmıştır.
TCK’nun 125. Md.’de bir kimseye onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil ya da olgu isnat etmek yahut sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak genel hatlarıyla hakaret suçu olarak tanımlanmıştır. Yargıtay’ın hakaret suçuna ilişkin çok sayıda kararı bulunmakla birlikte, özellikle hangi söz ya da eylemlerin hakaret suçu oluşturduğuna ilişkin kararları dikkat çekmektedir. Zira hakaret suçu bakımından yargılama yapılırken sürdürülen temel tartışma, genellikle suça konu söz ya da eylemin hakaret niteliği olup olmadığıdır.
Yargıtay kararlarında suça konu söz ya da eylemin eleştiri, sitem yahut kötü temenni (beddua) mı, yoksa küçültücü, nitelikte bir söz ya da eylem mi olduğu dikkate alınmaktadır. Eleştiri, sitem ya da kötü temenni kapsamındaki sözler hakaret kabul edilmezken bu kapsamı aşan aşağılayıcı sözler hakaret kabul edilmektedir.
Yargıtay’ın çok sayıda içtihadından derlenen Yargıtay kararları, bu hususta önemli örnekler barındırmaktadır:
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 08. 12.2005 Tarih, 22453/28522 sayılı kararında “Allah belanı versin” sözlerinin hakaret oluşturmadığına kanaat getirmiştir. Kararda:
“Sanığın “”Allah belanı versin “” sözleriyle davacıya hitabı bedduada bulunmak niteliğinde olup, namus, şöhret veya vakur haysiyete taarruz teşkil etmeyeceği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.”
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 06.02.2007 Tarih 2006/ 12433 sayılı kararında, sanığın kardeşinin dövülmesine karşı sitem ederek söylediği sözleri değerlendirmiş:
“Sanığın “ benim kız kardeşimi dövüyorlar siz burada ne yapıyorsunuz, kimseye ceza vermiyorsunuz” demekten ibaret olan eyleminin çaresizliğini dile getirme ile sitem niteliğinde olduğunun gözetilmeden ve hakaret suçunun küçük düşürme ögesinin ne şekilde oluştuğu açıklanmadan mahkumiyet hükmü kurulması”nı yasaya aykırı bulmuştur.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 12.10.2004 tarihli kararında ”bu ne biçim hükümet, bu ne biçim keşif, bu ne biçim hakim” sözlerini ise, küçültücü bulmuş, hakaret suçu bakımından özel kast aranmasını hukuka aykırı bularak kararı bozmuştur.
“ Sanığın katılan yargıca karşı, keşif bittikten sonra “bu ne biçim hükümet, ne biçim keşif, bu ne biçim hakim “ sözlerinin küçültücü değer yargısı içerdiğinin gözetilmeyerek, genel kasıtla işlenen sövme suçunda özel kasta ağırlık verilerek, ,oluşa uymayan ,yetersiz ve yasal olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. “Denmektedir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 15.06.2004 94006/7681 sayılı kararında sanığın görevli jandarma üst çavuş yakınana söylediği “sizin yaptığınız baskındır ,siz eşkıya mısınız?” sözleri hakaret kabul edilmiştir.:
“Sanığın görevi jandarma üstçavuş yakınına yönelik “”sizin yaptığınız baskındır, siz eşkıya mısınız?””biçimindeki sözlerinin TCY’nın 26671. Md.ne uyduğu gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. “ Denmektedir.
“Hakkında verilen karardan hoşnut kalmayan sanığın “bu ne biçim adalet, böyle adalet görülmemiş” biçimindeki sözleri yargıcı küçük düşürücü nitelikte değildir.” Denmektedir. Yargıtay eleştiri kapsamında gördüğü bu sözleri aşağılayıcı bulmamış ve hakaret kabul etmemiştir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 27.05.2002 7266/9249 sayılı kararında hakaret suçunun genel kastla işlenebileceği belirtilmiş; ayrıca özel kasta göre bir değerlendirme yapılması hukuka aykırı bulunmuştur. Kararda:
“Sanıkların davacının yüzüne karşı tanıkların yanında babası “İ.Y’a “Nuran’ın M. Gedik’le ilişkisi var, bize yaramaz, kızınızı götürün “ diye söylemekten ibaret eylemlerinin belli bir olay yükleyerek hakaret suçunu oluşturduğu ,oluşa uygun biçimde dosyadaki kanıtlardan anlaşılmasına karşın, işlenen bu suçta özel kasıt arayan ve yasal olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır” Denmektedir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 04.06.1999 5305/ 6443 sayılı kararında Sanığın davacıya yönelen “benim odunlarımı sen çalmışsındır” sözlerini hakaret kabul etmiştir.
“Oluşa uygun kabule göre sanığın kahvehanede “benim odunlarımı sen çalmışsındır, sarıp götürmüşsündür” diyerek davacının yüzüne karşı hakaret eyleminin TCK’nun 480/3. Madde ve fıkrasına uyduğu gözetilmeden, genel kast aranan bu suçta özel kast aranarak beraatine hükmolunması yasaya aykırıdır. “ denmiştir.
Yargıtay’ın hakaret suçuna yaklaşımı genel bir çerçeve çizmekte, söz ya da eylemin niteliğinin belirlenmesinde yol gösterici olmaktadır. Hakaret teşkil ettiği düşünülen fiil ve sözlerin değerlendirilmesinde, Yargıtay’ın geniş kapsamlı içtihatlarından yararlanılmasında büyük fayda vardır.
Hakaret suçu, ceza hukuku ve ceza davaları hakkında daha detaylı bilgi almak için ofisimizi arayabilirsiniz.
Aşağıdaki başlıklar da ilginizi çekebilir.